31 Aralık 2013 Salı

BİR YILBAŞI UYARISI

BİR YILBAŞI UYARISI

İnsan her gün sevap kazanabilir ve her gün de günah kazanabilir. Ancak bazı günler vardır ki kitlelerin aynı davranışa ortak olmaları nedeniyle sevap da günah da çok büyük olabilir.
Bayram ve Cuma günleri ve kandil geceleri kitlelerin kulluğa koşmaları nedeniyle sevabı çok daha yüksektir ve özeldir.


Günaha gelince… Bu yılbaşı gecesi insanlar büyük bir bölümü Allah’ı, helal, haram ayrımını bir yana atacak ve dünyevi bir eğlence atmosferine dalacak.

Yüce Allah bu gece nasıl davranmamızdan razı olurdu? Bu gecenin eğlencelerine iştirak ettiğimizde sabaha hangi yükleri omuzlamış olarak çıkacağız? Allah’ın tarafında duran dostları bu gece ne yapmayı seçerler? Allah’ın vereceği büyük mükâfat karşılığında günahlı eğlenceleri terk edemez miyiz?
Şahsen kendi hesabıma, bu gece özellikle televizyon izlemeyeceğim. Öbür taraflarda olup bitenlerden özellikle uzak duracağım. 
Yeni yılın hayırlar getirmesini diliyor, bu gecenin sabahına günahlardan korunmuş olarak ulaşabilmeyi diliyorum. 


23 Aralık 2013 Pazartesi

GÜNAH KALPTE İZ BIRAKIR


     GÜNAH KALPTE İZ BIRAKIR     

-

Günah kalb'de bir iz bırakır, Tevbe ve istiğfar edilince, o leke kaybolur, kalb cilalanır. (Tirmizi)

Allahü teâlâ, günah işleyip pişman olanı, Tevbe etmeden önce affeder. (Taberani)


İbnu Makıl anlatıyor: "Babamla birlikte Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh'ın yanına girdim. Bu ziyaret sırasında o: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'ın "pişmanlık tevbedir" dediğini nakletti. Babam: "Aleyhissalâtu vesselâm'dan bunu bizzat işittin mi?' diye sordu. Abdullah: "Evet!" dedi."




16 Aralık 2013 Pazartesi

Yalaka yanıltır!

Yalaka yanıltır!


''Bütün sözlerinizi ve hareketlerinizi övenleri değil; Hatalarınızı nazikçe eleştirenleri sadık kabul edin''

Sokrates / Dialogue

7 Aralık 2013 Cumartesi

Kimsenin ayıbından dolayı suçlama




“Birini suçlamak üzere ileri uzattığın elinin 3 parmağının, seni gösterdiğini unutma!” Friedrich Nietzsche


İnsanoğlu hata ve kusur işlemeye meyilli yaratılmıştır. Ancak Rabbimiz, insanların gizli hallerini, yanlış ve noksanlıklarını araştırmayı hoş karşılamamıştır. O halde Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse başkalarının kusurlarını ve özel hayatlarını araştırmamalı, kendi eksikliklerini görmeye ve gidermeye çalışmalıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v): “Müslümanların eksikliklerini ve ayıplarını araştırmayın.

Her kim ki Müslümanların eksikliklerini ve ayıplarını araştırırsa yüce Allah da onun ayıbını izler ve evinin içinde de olsa onu rezil ve rüsva eder”[1] buyurarak bizleri uyarmaktadır. Bir başka Hadis-i Şerif de şöyledir. “Müslümanların ayıplarını ve gizli hallerini araştırırsan onların huzurunu kaçırmış olursun.”

Gizli işlenen kusurların araştırılıp ortaya dökülmesi, onların bilinmesine, açıkça işlenmesine ve yaygınlaşmasına yol açar. Bu durumda hata ve kusurları araştıran kimse işlenen günahlara ortak olur. Unutulmamalıdır ki, kusurları araştırıp ortaya döken kimse onların yayılmasını arzu eden kimse konumuna gelmiş olur. Hâlbuki Settaru’l-uyub olan yani ayıpları örten yüce Mevla’mız şöyle buyuruyor: “Müslümanlar arasında hayâsızlığın yayılmasını arzu eden kimseler var ya; onlar için dünya ve ahrette elem dolu bir azap vardır.”[3]

Müslüman, kesin bilgi sahibi olmadığı konularda sadece zanna dayanarak hüküm vermemeli, üzerine giderek ardını araştırmamalıdır. Çünkü böyle bir davranış İslam ahlakıyla bağdaşmaz. Yüce rabbimiz bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve gizli hallerini araştırmayın.”[4] 


Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) de bu konuda: “Zandan sakının. Zira zan, sözün en yalan olanıdır. Birbirinizin kusurunu öğrenmeye çalışmayın. Birbirinizin gizli hallerini araştırmayın. Birbirinize haset etmeyin. Birbirinize buğz etmeyin. Birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları kardeş olun”buyurarak bizleri uyarmakta ve kardeşliğimizi bozucu bu tür davranışlardan uzak durmamızı emretmektedir.[5] 

Kendi kusurlarımızın ortaya çıkmasından nasıl rahatsız oluyorsak başkaları da kendi kusurlarının araştırılmasından rahatsız olur. Kendi kusurlarımızın örtülmesinden ne kadar seviniyor ve memnun oluyorsak başkaları da kusurlarının örtülmesinden ve görülmemesinden memnun olur. Efendimizin bu konuya işaret eden şu hadisi şerifi ile hutbemizi bitirelim. “Kim bu dünyada bir müminin ayıbını örterse Allah da kıyamet gününde onun ayıplarını örter.”[6]

Hüseyin Şahin

Beyazid-i Veli Camiî İ.H./ Beyoğlu

Peygamber Efendimiz (s.a.v): (1)“Kim bu dünyada bir müminin ayıbını örterse Allah da kıyamet gününde onun ayıplarını örter.” 

(2)“Müslümanların eksikliklerini ve ayıplarını araştırmayın.


Başkalarının kusurlarından bahsetmek istediğin vakit, kendi kusurlarını hatırla. O zaman Başkalarının kusurlarıyla alakadar olmaya hakkın olmadığını anlarsın. Abraham Lincoln




1 Aralık 2013 Pazar

ARASIRA BASMAK LAZIM KUYRUĞA

 ARASIRA BASMAK LAZIM KUYRUĞA  


Gönül kapısı herkese açılırmı? İki laf eden adam sayılırmı? Bakma insanoğlunun uyruğuna, tanıyamazsın basmayınca kuyruğuna...





26 Kasım 2013 Salı

Yanmayalım...


YETİMİ HİMAYE ET, ONU KORU

YETİMİ HİMAYE ET, ONU KORU

AĞLATAN BİR HİKAYE

AYETLER

“Ve Rabbinin hoşnutluğunu umarak sabah akşam O’na yalvarıp yakaranlarla birlikte sen de sabret. Dünya hayatının cazibesine kapılarak gözlerini onlardan ayırma” (Kehf: 18/28)

“O halde yetime haksızlık yapma ve yüzünü ekşitme, yardım isteyeni de hangi çeşit olursa olsun boş çevirme...” (Duha: 93/9-10)

“Gördün mü şu dini veya ahiretteki ceza ve mükafatı yalan sayanı. İşte o tip kimseler yetimi itip kakarlar. Fakir ve muhtaçları doyurmaya çalışmadığı bir yana başkalarına bu iş için ön ayak bile olmazlar.” (Maun: 107/1-3) 

HADİS-İ ŞERİF


Rasulullah (s.a.v.)’in iki zayıf kimse olan yetimle kadının hakkının gözetilmesini emrettiğini, Allah’ın bizlere verdiği rızıkların aramızdaki zayıflar sayesinde olduğunu böylece de zayıfları kollamamız gerektiğini öğreneceğiz.

Ebû Hüreyre (r.a)den rivayetedildiğine göre Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kendi yetimini veya başkasına ait bir yetimi himâye eden kimseyle ben, cennette şöyle yanyana bulunacağız.” 

-Hadisin râvisi Mâlik İbni Enes, –Peygamber aleyhisselâm’ın yaptığı gibi – işaret parmağıyla orta parmağını gösterdi.
Kendi yakınlarının veya başkalarının yetimlerini koruyanlar,  Allah’ı hoşnut ederler, ve cennette Allah’ın sevgili peygamberleriyle birlikte olmaya hak kazanabilirler.

Ebû Şüreyh Huveylid İbni Amr el–Huzâ`î (r.a)’ den rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Allahım! İki zayıf kimsenin, yetimle kadının hakkını yemekten herkesi şiddetle sakındırıyorum.”

Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin. Tercümesi: (Abdullah Parlıyan)




"İyi kalpli olmak, mükemmel olmaktan daha iyidir."

-H. Jackson Brown


22 Kasım 2013 Cuma

SABIR


"Dert ve sıkıntının şiddetine sabır göster, Onunda sonu gelecektir.
Bil ki! sabır; bir asalet göstergesidir."

Hz. Ali (r.a)



ASR SURESİ

Bismillahirrahmânirrahîm.

1-Vel asr
2- İnnel insane le fi husr

3- İllellezıne amenu ve amilus salihati ve tevasav bil hakkı ve tevasav bis sabr

1- Asra yemin olsun ki,
2-
 İnsan mutlaka ziyandadır.
3-
 Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.




MASKE

HAYIRLI CUM-A'LAR

7 Kasım 2013 Perşembe

BUNLARI UNUTMA...



BUNLARI UNUTMA...


-Kendini öven insanlardan kaç.

-Karşındakinin doğruyu söylediğini varsayma.

-Emrivaki oluşturulan dostlukları kabul etme. 

-Seni sevenlerle kullananları iyi ayırt et.

-Kendine saygını yitirmene neden olacak hiçbir şey yapma.

 -Göz göre göre su birikintilerine taş atma, mutlaka üzerine sıçrar.

-İstediğini almak için asla duygu sömürüsü yapma. 

-Sana duyulan sevgiyi ve güveni istismar etme.

-Dostluğunla yetinmeyenler için hiçbir fedakarlık yapma.

 -Kimseye taşıyabileceğinden fazla değer verip bununla övünmesine fırsat verme.

-Seni dinleyip anlamaya niyetli olmayanlarla tartışma. 

-Dışarıdaki güneşe bakıp gülümse ve önünde koskocaman bir gelecek olduğunu unutma.

 Ve...

-Kendini sev... Üstün Dökmen



16 Ekim 2013 Çarşamba

ARADA KALMAK NASIL OLUR



ARADA KALMAK NASIL OLUR!

İnsan birinin yanlışını gördüğünde çekip gitmeli mi, yardımcı mı olmalı?–Cevap: O yanlış sahibi kişi ailesinin parçasıysa dayanabileceği sınıra kadar düzeltmeye çalışmalı. Yabancıysa ve sorunun düzeltilmesine eliyle, diliyle katkı sağlayabilecekse düzeltmeye çalışmalı ve bunları yapamayacaksa; o yanlışın kendisine bulaşmaması için uzak durmalı. Dr. Muhammed Bozdağ


7 Ekim 2013 Pazartesi

"SEN"


"SEN" 


 
SEN; 
Varını yoğunu, malını mülkünü ver de, bir gönül al, al ki ..O gönül mezarda, o kapkara gecede 
SANA

IŞIK VERSİN, NUR VERSİN. Hz mevlana


KURBANINIZ MAKBUL, BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN... 
HAYIRLI BAYRAMLAR

30 Eylül 2013 Pazartesi

Bana arkadaşını söyle

Bana arkadaşını söyle

Kişi Kim Olduğunu Bilmek İsterse, Kimleri Sevdiğine Baksın! Hz.Mevlâna

 Atasözü der ki ‘Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.’ Bu söz çağların deneyimlerinden süzülmüş çok ciddi bir gerçekliğe işaret eder. Nereye gideceğimizi belirleyen en önemli faktör seçtiğimiz arkadaşlardır. Zira arkadaşlarımız,

• - Kime, hangi ahlaka, anlayışa ve değerlere tahammül ettiğimizi,
• - Kalbimizin hangi değerlere gizliden gizliye ısındığını,
• - İleride giderek kime benzeyeceğimizi gösterdikleri gibi,
• - Tıpkı kılığımız kıyafetimiz gibi, çevremiz tarafından nasıl algılandığımızı da belirlerler.

 - Öyleyse zaman zaman hayatımızdaki eski eşyaları, kırılıp dökülen yerleri, bozuklukları, borçları, hakları temizlediğimiz gibi arkadaş çevresini inceleyip bir temizliğe tabi tutmaya ihtiyaç vardır. Dr. Muhammet Bozdağ


14 Eylül 2013 Cumartesi

SÖZÜ BOZUK MİLLET OLDUK

SÖZÜ BOZUK MİLLET OLDUK


"Ne tükenmez hazinesin ey dil! Ne devasız bir dert! (Hz. Mevlana)

Bozuk olunca maya, ne ar tanır ne de haya."


İNSANIN ÖZÜ SÖZÜNDE DUYULUR

“Çiçeğin özü kokusundan, insanın özü sözünden duyulur. Özü bozuk çiçekten leş kokuları, özü edepsiz insandan da tiksindirici sözler dökülür. Dilini bozar, kelimeleri eğer büker. Küçük düşürücü argoları tiksinmeden kullanır. ‘Lan, oha, moruk, hayvan, ooolum, yavruum, bebe’ gibi iğrenç kelimeleri bel altı küfürleriyle birlikte savurur.


Edepsiz konuşmalar özsaygıyı indirerek hayatı kötüleştirir.

“Sokaklarda çok fazla dolaşan bir insan değilim. Bazen çevrenin sesini duyuyorum ve birçok kez ürperiyorum. Önceki gün, seçkin bir semtin büyükçe marketindeki erkek tezgahtar hanım tezgahtara, ‘Gidicen de o herifin (kocasını kast ediyor) evinde yemek mi pişiricen?’ diye başladığı atışmasını, ‘Evet keyifsizim, keyif y… da olur zaten!’ sözüyle sürdürüyor. Gülüşüyorlar. Ertesi gün apartmanımızın önünde bisikletinin arka tekerleği üzerinde akrobasi yaban bir genç erkeğe kız arkadaşı bağırıyor, oraya çıkmaya g. ister, lan g. ister.’ ve ardından karşılıklı daha inanılmaz, tarif edilmez cümleler.

Kızgınlık vakti dolaşan köpek sürülerini hatırlıyorum. Asla bu kadar edepsiz olduklarını düşünmedim. Şu iki ayaklı yaratıkların edebinde mi konuşuluyor sokakta? Bu hayvanların bile utanç duyacağı üslubu neden bu kadar sık görür oldum? Çağı mı kaçırdım? Mağarada mıydım? Aramızdan bazıları nasıl böylesine bir amipe bile yakışamaz üslubu kendilerine layık görebiliyorlar? Daha otuz yıl öncesine kadar, karşı cinsle konuşacak olsaydık yüzümüz kızarırdı, sözü uzatamazdık. Bu insanları kim eğitiyor? Bu kültürü kimden alıyorlar? Bunlara meleklerin birazcık bile yaklaşması mümkün mü? Bunlardan topluma beladan başka ne gelir?

Japonlarda birisiyle ‘sen’ diliyle konuşmanın büyük bir hakaret olduğunu öğrendiğimde şaşırmıştım. İngilizlerin dillerinden ‘sen-thou’ kelimesini kaldırıp herkesi ‘siz-you’ demeye mecbur ettiklerini öğrendiğimde garipsemiştim.


Edebini kaybeden millet çok geçmeden onurunu da kaybeder...
Saygın söz söyleme üslubunu korumayan millet yeryüzünde yücelemez...
Yücelmek yabancılardan çok bizim hakkımızdır zira biz eşlerine bile ‘siz’ diliyle hitap eden ataların torunlarıyız.”


"İman edenler arasında çirkin söz ve hareketlerin yayılmasından hoşlananalar için dünyada da ahirette de pek acı bir azap vardır." (Nur Suresi.19)

Ya Rabbim edep lütfeyle. Kalbimize hayâ hissi ver. Dilimizi utanç üslubundan temizle. Amin.”

10 Eylül 2013 Salı

Müslüman müslüman'a silah çekemez

Müslüman müslüman'a silah çekemez

“Şüphesiz ki, sizin kanlarınız, mallarınız, ırz ve namusunuz, şeref ve haysiyetiniz, şu gününüzün, şu beldenizin ve şu ayınızın haram olduğu gibi, birbirinize haram kılınmıştır. Rabbinize kavuşacaksınız ve o size amellerinizi soracak.
Sakın benden sonra birbirinizin boynunu vurarak kâfirlere dönmeyiniz."

Ebû Bekre Nüfey’ İbni Hâris radıyallahu anh’ den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem veda hutbesinde şöyle buyurdu:

“Şüphesiz ki, sizin kanlarınız, mallarınız, ırz ve namusunuz, şeref ve haysiyetiniz, şu gününüzün, şu beldenizin ve şu ayınızın haram olduğu gibi, birbirinize haram kılınmıştır. Rabbinize kavuşacaksınız ve o size amellerinizi soracak. Sakın benden sonra birbirinizin boynunu vurarak kâfirlere dönmeyiniz. Dikkat ediniz! Burada bulunanlar bulunmayanlara sözlerimi ulaştırsın. Umulur ki, sözlerim kendilerine ulaştırılan bazı kimseler, sözümü işiten bazı kimselerden daha iyi anlayıp koruyabilirler.” Hz. Peygamber, sonra:

– “Dikkat edin, tebliğ ettim mi?” diye sordu, biz:

– Evet, diye cevap verdik. Resûl–i Ekrem:

– “Allahım! Şahit ol” buyurdular.[20]


Veda haccındaki son hutbede Pegamberimiz Efendimiz (sav) cahiliye döneminin her türlü inanç ve amelleri İslamla ortadan kaldırılmıştır. Birbirinin boynunu vurmak kafir adeti olup müslüman müslümana silah çekemez öldüremez. İslamı tebliğ etmek her müslümanın başta gelen vazifelerindendir. Rasulullah dikkatleri çekmek için veya konunun önemini bildirmek için Tebliğ ettim mi sorusunu sorar ve Allah’ı da şahid tutardı. [21]





İNSANLIK HALİ



TARİHE NOT DÜŞMEK



ÖFKE


12 Ağustos 2013 Pazartesi

Allah’a vuslat özlemi

ALLAH'A VUSLAT ÖZLEMİ

Hz. Peygamber (sav) şöyle buyuruyor:

“Kim Allah’a kavuşma arzusu içinde olursa, Allah (azze ve celle) de -izzet, azamet ve kudsiyetine yakışır şekilde- ona kavuşmayı ister. Her kim de Allah’a vuslat özlemi içinde bulunmazsa Cenab-ı Allah da onunla karşılaşmayı istemez.”

HAYIRLI CUM-A'LAR


7 Ağustos 2013 Çarşamba

BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN

-

BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN


Ramazan-ı şerifin son günü ile bayramın ilk günü arasındaki geceye Ramazan bayramı gecesi denir.


Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Ramazan ve Kurban bayramının gecelerini ihya eden kimsenin kalbi, kalblerin öldüğü gün ölmez.) [İbni Mace, Taberani]


(Rahmet kapıları dört gece açılır. O gecelerde yapılan dua, tevbe reddolmaz. Ramazan bayramının ve Kurban bayramının birinci geceleri, Berat gecesi ve Arefe gecesi.) [İsfehani]


(Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez. Regaib gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi, Ramazan ve Kurban bayramı gecesi.) [İbni Asakir]


TÜM İSLAM ALEMİNİN RAMAZAN BAYRAMI MÜBAREK OLSUN


Can bula Cananını Bayram ola

1 Ağustos 2013 Perşembe

RAMAZANIN SON 10 GÜNÜ

 RAMAZANIN SON 10 GÜNÜ


“Doğrusu Biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik.Bilir misin nedir kadir gecesi?
Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır.
O gece Rab’lerinin izniyle Ruh ve melekler, her türlü iş için iner de iner.
O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” (Kadr, 
97/1–5)



5 Haziran 2013 Çarşamba

Miraç kandilimiz kutlu olsun.



Bu seyahat,, mucizelerin en büyüğüdür. Miraç mucizesi; Kur’ân-ı Kerimde âyetlerle dile getirilmiş ve varlığı reddedilemeyecek bir şekilde ortaya konmuştur.

 -


Bütün müslüman kardeşlerimizin miraç kandili kutlu olsun.


Mucizelerin sahibi Yüce Rabbime hamdü sena olsun. 

Öteler ötesinde buluşan, şanı yüce Peygamberimiz (sav) e selatü selam olsun


27 Şubat 2013 Çarşamba

Organ Noktalarımız


Organ Noktalarımız


Çinliler, vücuda ayağın altından müdahale ediyor

Geleneksel Çin tıbbına göre ayak altının, vücudun haritası olarak kabul edildiğini söyleyen sağlık ve kozmetik ürünleri şirketi Upa Farma'nın Eğitim Müdürü Gönül Burhan, Refleksoloji ile ilgili şu bilgileri verdi: "İnsan ayaklarını birleştirdiğinde baş parmaklar başı, aşağıya doğru vücudun diğer bölgeleri farklı noktaları oluşturuyor.
Tek organlar sağ veya sol ayakta vücutta bulunduğu bölgeye göre yer alıyor. Vücudun iz düşümü gibi düşünülebilir. Ayak altındaki enerji noktaları, en çok hissedildiği noktaları oluşturmakta. Bunu bilinçli olarak baskı yapanlar çok rahat hisseder. Bunu yaklaşık 3 yıl kadar eğitim almış uzmanlar, refleksolojistler yapabilir. Yapılan masajla alternatif tıp olarak kullanılabiliyor, hobi değil. Kişi öğrendiği zaman belli noktalara masaj yapabilir. Mesela akciğerlerimize dokunmamız mümkün değil ama o organa, ayak veya avuç içerisinden yerini bulup parmak uçlarıyla masaj yaparak, müdahale edilebiliyor, enerji akışı sağlanabiliyor. Şeker hastalarında pankreas önemli, çünkü insülin üretiyor. Aynı zamanda öfke, kızgınlık duygusunu kontrol eden bir organ. Yaşadığımız duygular organlarımızı çok fazla etkiliyor. Mesela geçmişini kolay unutamayan, geçmişine bağlı olan insanlar genelde çok kabız olur; çünkü sindirim sistemleri, bağırsakları zor çalışır. Böbrekleri problemi olanlar ise işitme zorluğu çeker. Öfkelendiğimiz zaman karaciğere zarar veririz. Görmek istemediğiniz şeyler olduğu zaman gözümüz bozulmaya başlar. Vücudumuzda enerji koridorları var ve bunlar çok önemli. Çünkü yaşadığımız olaylar bu noktaları olumlu veya olumsuz etkiler. Akciğere giden enerji koridoru üzüntü sonucu tıkanabilir ve vücutta bu kendini sivilce ile gösterir."

Kulağın da avuç içi ve ayak gibi olduğunu ifade eden Gönül Burhan, cilt bakımı, terapinin bir parçası olarak Refleksoloji konusunda eğitim almış. "Kulağı, anne karnında bebeğin duruşu gibi kabul ediyoruz. Kulak memesini baş olarak kabul edip ona göre düşünebiliriz. Kendim bazen başım ağrıdığında kulağıma bir damla esansla masaj yaparım. Bu masaj inanılmaz rahatlatır. Onun için kulağını birçok yerden deldiren kişiler çok yanlış yapıyor. Çünkü insanın vücudunun ritmini etkileyecek bir nokta delinebilir. Böylece vücudun ahengi, düzeni bozulabilir. Dikkat edilirse, bazı insanların kulaklarından küçük bantlarla dolaştıklarını görürüz. Diyetisyenler, kulakta sindirim sisteminin bulunduğu noktayı bulup oraya etki ediyorlar ki tokluk hissi versin. Ama kulak birçok yerinden delinince hassasiyet kabul ediliyor." dedi.

Bakım çeşidi, masaj tekniği ve alternatif tedavi yöntemi olan Refleksoloji Uzakdoğu'da çok yaygın. Çin, Fransa ve İsrail'de enstitüsü, eğitimi var. Türkiye'de de Refleksoloji uzman sayısı gittikçe artıyor. SPA merkezlerinde cilt bakımının bir parçası olarak kullanılıyor. Böylece kişi rahatlıyor, sakinleşiyor. Türkiye'de bazı bakım merkezlerinde, SPA'larda genel masaj içerisinde yer alırken, yurtdışında yalnızca Refleksoloji merkezleri var. Bir Refleksoloji seansı 45 dakika sürüyor. Uzadığı zaman mide bulantısı yapabiliyor. Masajdan sonra bol su içilmesi tavsiye ediliyor. Hamilelerde uygulanmasının belli şekilleri var ve hassas bir şekilde yapılması gerekiyor.

16 Şubat 2013 Cumartesi

EV ALMA KOMŞU AL

"Ev almadan önce komşu al"


Komşu hakkı önemlidir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: 
(Allah’a ve kıyamete inanan, komşusuna iyilik etsin!)  [Buhari]
                                                                                                                                                                  


İSLAMDA KOMŞULUK HAKLARI NELERDİR

(Evinizde pişen yemekten, komşunuzun hakkını verin.) [Şir’a]

(Komşusu aç iken tok yatan, [gerçek] mümin değildir.) [Buhari]

(Komşuya da, ana-babaya hürmet eder gibi hürmet etmek gerekir.) [Şir’a]

(Güzel komşuluk et ki, hakiki mümin olasın.) [Tirmizi]

(Komşunun miras hakkı gibi hakkı vardır, o da komşuluk hakkıdır. Eğer müslüman ise sende iki hakkı vardır: Biri komşuluk hakkı, biri de Müslümanlık hakkı.) [İslam Ahlakı]

(Komşu üç türlüdür: Bir hakkı olan, iki hakkı olan üç hakkı olan komşu. Bir hakkı olan, akraba olmayan gayrimüslim komşudur. İki hakkı olan komşu, Müslüman olan komşudur ki, onun hem Müslümanlık, hem de komşuluk hakkı vardır. Üçüncü hakkı olan komşu ise, akraba olan Müslüman komşudur. Bunun hem Müslümanlık, hem akrabalık, hem de komşuluk hakkı vardır.)[Ebu Nuaym]

(Komşusunu üzen, beni üzmüş olur. Bana eziyet eden Allah’a eziyet etmiş olur. Komşusu ile dövüşen, benimle dövüşmüş olur. Benimle dövüşen Allah ile dövüşmüş olur.) [Ebu Nuaym]

(Namaz kılan, oruç tutan, sadaka veren, fakat dili ile komşularını inciten nice kimseler vardır ki, gidecekleri yer Cehennemdir.)[Hakim]

"Komşuya emr-i maruf yapmamak önemli bir kul hakkıdır. Mesela, alkollü içkilerin, açık gezmenin haram olduğunu, güler yüz ve tatlı dil ile komşularına anlatmalı. Komşularının günah işlediklerini görüp de,bana ne diyerek evine çekilen, uygun bir şekilde onlara nasihat etmeyen ve kendileri ile görüşmeyen, onların Cehennemden kurtulması için yardım etmeyen mesul olacaktır. Komşuları böyle bir kimseyi, kıyamette Allahü teâlâya şikayet edeceklerdir." 


Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Nice kimse, kıyamette komşusunun yakasına yapışıp "Ya Rabbi, buna, niçin kapısını bana kapattığını sor. Niçin elindeki nimetlerden bana da vermedi" diyecektir.) [İsfehani]

(Komşun yardım isterse yardım et. Borç isterse ver. Fakir ise gözet. Hastalanırsa ziyaret et. İyi şeylerini tebrik et, felaketlerinde sabır dile. Ölünce cenazesine git.) [Harâiti]


Kötü komşu
"Müslüman, komşunun sıkıntılarına da katlanır. Ona zararı dokunmaz." 


Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

"Komşusu kötülüğünden emin olmayan kimse, [kâmil] mümin değildir." [Buhari]

"Allah’a ve ahirete inanan, komşusunu incitmesin!" [Buhari]

"Allah ve Resulünü seven, bunların da kendisini sevmesini isteyen, konuşunca doğru söylesin, emanete riayet etsin ve komşusu ile iyi geçinsin!" [Beyheki]

"Komşusu, şerrinden emin olmayan kimse, iman etmemiştir." [Bezzar]

"Kötü komşu, gördüğü iyiliği gizler, kötülüğü de yayar." [Taberani]
Komşunun köpeğini döven, sahibini incitmiş olur. [İ. Gazali]
"Sıkıntıya düşen komşusuna yardım edene, sıkıntısını giderene, kıyamette en kıymetli elbiseler giydirilir." [Şir’a]
"Komşu hakkı dört taraftan kırk evdir." [İ.Hibban]

(Kendisinin iyi mi, kötü mü olduğunu anlamak isteyen kimse, salih komşularının kendisi hakkında ne dediklerini öğrensin! "iyi" diyorlarsa, Allah indinde iyi olduğunu anlasın!) [İbni Mace]
Evet, salih komşularımız, bize iyi birisi diyorlar mı?
Her müslümanın, bilhassa yeni evlilerin, haramlardan sakınan, ibadet yapan salih müslümanlar arasında ev araması gerekir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ev satın almadan önce, komşuların nasıl olduklarını araştırın! Yola çıkmadan önce, yol arkadaşınızı seçin!) [Şir’a]


İyi komşu

İyi insan, sadece komşularına ve diğer insanlara zarar vermeyen değil, onlardan gelecek zararlara ve sıkıntılara da katlanandır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Malına veya çoluk çocuğuna zarar verir korkusuyla komşusuna kapısını kapatan, onunla görüşmeyi kesen, [hakiki] mümin değildir.) [Harâiti]

(İnsanların içinde yaşayıp da, onlardan gelen sıkıntılara sabreden mümin, kenara çekilip onlardan gelecek sıkıntılara sabretmek sevabından mahrum kalan müminden daha iyidir.)[Tirmizi, İ. Mace, İ. Ahmed, Beyheki]


(Allah indinde komşuların iyisi komşularına faydalı olandır.)[Hakim]


(Cebrail aleyhisselam, komşu hakkının öneminden o kadar bahsetti ki, komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.)[Buhari]


Bir kimse, komşusundan ne bekliyorsa, komşusuna da aynı şeyleri yapmalıdır! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Allah’a yemin ederim ki, bir kimse, kendisi için sevdiği şeyi, komşusu veya arkadaşı için sevmedikçe iman etmiş olmaz.)[Müslim]

İyi komşu bir nimettir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Şunlar Müslüman için saadettir: Saliha hanım, iyi komşu, geniş ev ve uygun binek.) [Hakim]

(Bir salih müslümanın hürmetine, komşulara gelecek yüzlerce bela önlenir.) [Taberani]


(İki kişi, ölen komşusu için, “Biz bunu iyi biliyoruz” derse, o kul öyle olmasa da, Allahü teâlâ meleklere buyurur ki: İki komşunun şahitliğini kabul edin ve ölenin ilmimdeki durumuna bakmayın!)[İ.Neccar]


(İyi komşuluk, ülkeleri mamur eder ve ömrü uzatır.) [İ. Ahmed]


(İyi komşu, komşusunu Cennete sokar.) [Deylemi]


Komşuyu üzmekten sakınmalıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Komşusuna eziyet eden, bana eziyet etmiş olur.) [Ebuşşeyh]

(Komşusuna eza edeni Allahü teâlâ sevmez.) [Deylemi]


(Komşusu şerrinden emin olmayan, [gerçek] mümin olamaz.)[Buhari]


(Kötü komşuya kıyamette Allahü teâlâ rahmetle nazar etmez.)[Deylemi]


(Allahü teâlâ komşusunun kötülüğüne, ölene kadar sabreden kişiyi sever.) [Hatib]


(Eza eden komşuya sabredeni Allah sever.) [Hakim]


(Allah ve Resulünün sizi sevmesi için, emanete riayet edin, doğru konuşun, komşunuzu üzmeyin ve ona iyi muamele edin.)[Taberani] 


Hadis-i şerifte buyuruldu ki: 
(İnsanlardan bir şey istemeyin, velev ki bir misvakı bir defa kullanmak için de olsa.) [Bezzar]

Ödünç veya borç alıp da vermemek günahtır. Hadis-i şerifte Buyuruldu ki:
(Aldığı borcu ödemek istemeyenlere Allahü teâlâ, kıyamette "Bu kimsenin hakkını sizde bırakacağımı mı zannettiniz?" buyurarak o kimsenin iyi amellerini alıp diğerine verir. Eğer borcunu vermeyenin iyi ameli yoksa, borç verenin kötü amellerini, günahlarını borçluya yükler.) [Taberani]

Bir kimseye zarar vermek, kalbini kırmak kötüdür. Fakat komşuya zarar vermek, onu incitmek daha kötüdür.


Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Komşusu, zararından emin olmayan kimse, Allah’a iman etmiş sayılmaz.) [Bezzar] [Yani bu kimse kâmil mümin değildir.]

Komşu kötü de olsa, ona elden gelen iyiliği yapmaya çalışmalıdır!
Müslüman, komşunun sıkıntılarına da katlanır. Ona zararı dokunmaz.

Gittiğim yerlerde çeşitli sebeplerden dolayı bazı bahaneler bularak yapılan ikramları kabul etmiyorum. 

Günah oluyor mu?

Meşru bir mazeretiniz yoksa, yiyip içilmesi haram olmayan ikramı reddetmek uygun değildir. Hadis-i şeriflerde


 buyuruldu ki:
(Bir kimseye bir arkadaşı ikramda bulunursa, onu kabul etsin! Çünkü o Allahü teâlânın ikramıdır. Allah’ın ikramını da reddetmeyin!) [Ebu Nuaym]

(Arkadaşının evine gelip de, önüne konulanı yememek cefadır.)[Deylemi]



(Ev almadan önce komşu al) 

28 Ocak 2013 Pazartesi

ZÜRAFA BAŞI


Zürafanın sadece kafasını bu sayfaya sığdırabildik. Bizi bağışlayın. Kalan bölümlerini bir başka zamanda sizlere sunacağız..

26 Ocak 2013 Cumartesi

ALLAH-A TEVEKKÜL


Kim Allah'a tevekkül ederse, Allah onun sıkıntılarına kafi gelir ve onu ummadığı yerden rızıklandırır.
Kimde dünyaya kapılırsa, onu dünya ile baş başa bırakır. 

Hadis-i Şerif, Hz. İmran r.a



22 Ocak 2013 Salı

MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN


Adamın biri Hz. Peygamber’e amellerin en üstününü sordu. 


Hz. Peygamber;

“Namazdır” dediler. Adam

“Sonra Hangisidir?” diye sordu. Hz. Peygamber yine

“Namazdır” buyurdular. Adam bir kere daha

“Sonra hangisidir?” dedi. Hz. Peygamber bu kez de

“Namazdır” karşılığını verdiler. Adamın sorusunu tekrarlaması üzerine Hz. Peygamber

“Allah ‘yolunda cihattır” dediler. Bunun üzerine adam

“Benim annemle babam hayattadırlar” dedi. Hz. Peygamber de ona

“O halde sana annenle baban hakkında hayrı emrediyorum” buyurdular. Ancak adam

“Seni hak peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki bu kadar üstün bir amel olan cihat için onları terkedeceğim” dedi. Hz. Peygamber 


“Sen bilirsin; istediğin gibi yap!” buyurdular.[1]



[1] Heysemi I/301 (İmam Ahmed, Abdullah b. Amr’dan); Terğib, I/211 (İbn Hibban’ın Sahih’inden).

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 3/363.

11 Ocak 2013 Cuma

HAFIZANIN YENİ İLACI...


 HAFIZANIN YENİ İLACI "GÜL SUYU" 


Nöropsikiyatri Uzmanı Mehmet Yavuz, yüzyıllardır araştırma konusu olan hafızayı güçlendirmenin yeni formülünün gül suyu olduğunu açıkladı. Bilginin altın çağını sürdüğü zamanımızda bilginin öğrenilmesi ve akılda tutulması bilginin kendisinden çok daha önemli. Öğrenilen bilgilerin nasıl hafızaya kaydedildiği ve bunların ne şekilde ve ne kadar süre hafızada tutulduğu, bilim insanlarının uzun yıllardır merak ettikleri ve üzerinde çalıştıkları bir konu. Manyetik kirlilik hafıza düşmanı Günümüzde hemen herkesin şikâyetçi olduğu bir konu var; unutkanlık.

Teknoloji ve lüks yaşam bir yandan hayatımıza inanılmaz kolaylıklar sağlarken bir yandan da neleri alıp götürüyor henüz tam manasıyla anlayabilmiş değiliz. Ancak bir gerçek var ki; teknolojinin sebebiyet verdiği, yoğun elektromanyetik kirlilik; hafıza sorunlarının en büyük nedeni durumunda. Sağlıklı ve düzenli uyku da şart Hafıza sorunlarını gidermek ve optimal bellek gücüne sahip olabilmek için birçok yol var; bellek yardımcıları (not defteri veya ajanda, avuç içi bilgisayar, ses kaydedici vb) kullanma, görsel imajlardan yararlanma, düzenli spor aktiviteleri (en azından düzenli yürüme), elektronik sistemlerden uzak durma, düzenli beslenme, mineral ve vitamin takviyesi, zararlı alışkanlıklardan (sigara, alkol, uyuşturucu) kaçınma ve düzenli uyku alışkanlıkları bunlardan en önemlileri. Ancak sağlıklı ve düzenli uyku, hafızanın işlenmesi ve uzun süreli kayıtlanması açısından çok önemli.

SABAH GÜL KOKUSUYLA UYANIN

Bu bilimsel araştırmadan yola çıkarak, unutkanlık sorunu olanların ya da hafızasını daha güçlü hale getirmek isteyenlerin yatak odalarında bir vazo gül bulundurmalarını tavsiye eden Dr. Yavuz “Sabah uyanıldığında gül suyu ile ferahlamak ya da gün içinde gül kokusu veya gül suyu kullanmak hafızanızı güçlü kılabilir ve unutkanlığı yenmenizi sağlayabilir” diyerek gül suyunu gün içinde kullanmanın önemini vurguluyor.

FAYDALARI NELERDİR?

Yıllar boyunca pek çok amaç için kullanılan gül suyunun faydaları azımsanamayacak kadar fazla. Cilt temizliği için durulama ardından tonik yerine sıkça kullanılan doğal gül suyu, yaralara ve aşırı sıcak ve soğuk çatlamış el, ayak, dudak ve cilt içinde etkili olabiliyor. Gül bitkisinin tedavi edici doğal yapısından dolayı antiseptik ve yatıştırıcı özellikleri de var. Bu nedenle cilt ve saç bakım ürünlerinde de sıkça kullanılıyor.

KOKLAMAK BELLEĞi GÜÇLENDiRiYOR

Son yıllarda yapılan araştırmalara göre, yatak odasında gül bulundurmanın öğrenilen bilgilerin belleğe yerleştirilmesini şaşılacak derecede olumlu etkilediğini belirten Dr. Mehmet Yavuz, kısa süreli gül kokladıktan sonra bile, belleğin güçlendiğini ve unutkanlığın önlendiğini ifade ediyor. Dünyada pek çok araştırmanın da buna destek verdiğini belirten Mehmet Yavuz, uyku esnasında gül kokusu altında olmanın, yeni alınan bilgilerin daha güçlü bir şekilde kayıtlanacağını vurguluyor.

alıntı..

3 Ocak 2013 Perşembe

Zemzemin hayrete düşüren sırrı


Zemzemin hayrete düşüren sırrı


Dünya Sağlık Örgütü'nün raporlarına göre dünyanın en sağlıklı sularından olan zemzem suyunun esrarı, günümüz teknolojisindeki tüm araştırmalara rağmen çözülemiyor.








Bilim adamları araştırmış ZEMZEM suyunun belgeselini yapmış ;
_ZEMZEMİN SIRRI _

Dünyada içinde mikroorganizma ve bakteri bulundurmayan tek su zemzemdir.

BİR BARDAĞI BİR KOVA SUYU TEMİZLİYOR
Alman bilim adamı şunları anlatıyor: “Çok acayip bir deney yaptım. Bir damla zemzem suyuna yüz damla normal su karıştırdım. Sonuçta gördüm ki suyun hepsi zemzeme dönüşmüş. Sonra bir damla zemzeme bin damla normal su karıştırdım. Ve yine gördüm ki hepsi zemzeme dönüşmüş. Bunun sebebi nedir, neden? Zemzemde öyle bir enerji var ki başkasını değiştirir ama kendi değişmez.”

ÇAN SESİNDE KARARIYOR KURAN'DA PARLAKLAŞIYOR

Suyun moleküler (kristal) düzeninin değişen frekanslara göre farklılaştığını gören Japon bilim adamı, zemzemin çan sesinde kristallerinin karardığını, Kur'an-ı kerim ve ezan sesinde ise parlaklaştığını ve netleştiğini belirledi. İncelemede her bir kristalin, Kâbe-i muazzamaya benzeyen bir doku oluşturduğu tespit edildi